Ziya Gökalp, yakın tarihimizin en önemli mütefekkirlerinden birisidir. Ziya Gökalp’in 48 yıllık hayatı, Türk toplumunun yaşadığı buhranlar karşısında, ona ışık tutmaya çalışan ve bu uğurda mücadele ve mücahede etmiş bir münevverin hikâyesidir. Onu önceki ve sonrakilerden farklı kılan özelliklerine baktığımızda dönemin koşulları içerisinde ilmî ve kıvrak zekâsı, kullandığı kavramlar, metodik düşüncesi ve toplumsal sorunlara yönelik ürettiği pratik çözümlerdir. Ziya Gökalp’in bütün yaklaşımlar, günümüz imkânları ile karşılaştırıldığında bile, hala güncelliğini korumaktadır. Ziya Gökalp’in temel amacı, beklentisi, kültür unsurlarının medeniyet haline getirilmesidir. Günümüzde yaşanan problemlerin temelinde kolektif yaşantıların, medeniyetin gerekliliklerine uygun hale getirilememesinden kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada Ziya Gökalp’ın bakış açısından “medeniyet” ve “hars” kavramları ele alınarak bunların Türk sosyolojisindeki yerine değinilmiştir.
Ziya Gökalp is one of the most important thinkers of our recent history. Ziya Gökalp's 48-year life is the story of an intellectual who tried to shed light on Turkish society in the face of the crises it was going through and who struggled and struggled for this cause. When we look at his characteristics that make him different from his predecessors and successors, we see his scientific and astute intelligence, the concepts he used, his methodical thinking and the practical solutions he produced for social problems within the conditions of the period. All of Ziya Gökalp's approaches are still relevant even when compared with today's possibilities. Ziya Gökalp's main aim, his expectation, was to transform elements of culture into civilization. The basis of today's problems stems from the inability to adapt collective lives to the requirements of civilization. In this study, the concepts of “civilization” and “culture” from Ziya Gökalp's point of view and their place in Turkish sociology are discussed.