Türkiye’de toplumbilimin (içtimaiyat, sosyoloji) kurucusu, İttihat ve Terakki Fırkasının Türkçülük ideoloğu Ziya Gökalp (1876-1924) dil, Osmanlıca, Türkçe, Türkçenin özleşmesi üzerinde de düşünmüş, önemli görüşler geliştirmiştir. Dili, ulus olmanın bir bileşeni olarak gören Ziya Gökalp, bir Osmanlı aydını olmasına karşın, Osmanlıcaya karşı katı, eleştirel bir tutum takınmış, Türkçenin yabancı dil öğelerinden arındırılması üzerine Ömer Seyfettin ve Ali Canip (Yöntem) önderliğinde “Genç Kalemler” dergisinde başlatılan “yeni dil” hareketine (11 Nisan 1911) katılmış; burada benimsenen ilkeleri “Türkçülüğün Esasları” (1923) adlı kitabının “Dilde Türkçülük” bölümüne hemen hemen olduğu gibi aktarmıştır. Bu “yeni dil” görüşü ve girişimi, İstanbul ağzının Türkiye Türkçesinin ölçünlü dili olmasını öneriyordu. Bu öneri o günlerde de aydınlar ve okur-yazarlarca ilgiyle karşılanmış; olumlu ve olumsuz eleştirilere konu olmuştur. Bu görüş ve öneriler, Yeni Türkiye’nin kurulduktan sonra, dil konusunda Atatürk’ün önderliğinde girişilen Dil Devriminin de benimsediği ilkeler ve uygulamalar arasında yer almıştır. Bu yazıda Ziya Gökalp’ın bu ilkelerinin genel bir değerlendirmesi yapılacak; kimi görüşleri de eleştirilecektir.
The founder of sociology in Turkey and the ideologist of Turkism of the Union and Progress Party, Ziya Gökalp (1876-1924), also thought about language, Ottoman Turkish, Turkish and the purification of Turkish and developed important views. Ziya Gökalp, who saw language as a component of being a nation, adopted a strict, critical attitude towards Ottoman Turkish despite being an Ottoman intellectual and participated in the "new language" movement (April 11, 1911) started in the "Genç Kalemler" magazine under the leadership of Ömer Seyfettin and Ali Canip (Yöntem) to purify Turkish from foreign language elements; he transferred the principles adopted here almost as is in the "Turkism in Language" section of his book "Principals of Turkism" (1923). This "new language" view and initiative proposed that the Istanbul dialect should be the standard language of Turkey's Turkish. This suggestion was met with interest by intellectuals and readers-writers in that day too; has been the subject of positive and negative criticism. These views and suggestions were among the principles and practices adopted by the Language Revolution initiated under the leadership of Atatürk after the establishment of the New Turkey. In this article, a general evaluation of these principles of Ziya Gökalp will be made; some of his views will also be criticized.