Halk kültürüne ait ürünler, toplumsal yapının şekillenmesinde belirleyici rol oynayan temel öğeler olarak, tarihsel süreç içerisinde çeşitli değişim ve dönüşümler geçirerek toplum hafızasında yer edinmiştir. Sözlü kültür aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılan bu unsurlar, yazılı biçimde kayıt altına alınmamış olmaları durumunda zamanla işlevselliğini kaybetmiş; buna karşılık, yazılı olarak belgelenen örnekler mevcudiyetini koruyabilmiştir. Günümüzde yazılı kültür ortamından dijital ve elektronik kültür ortamına geçişle birlikte bu ürünler, sesli ve görsel araçlarla yeniden üretilmekte ve çok daha geniş kitlelere erişebilecek biçimde yaygınlaştırılmaktadır. Geleneksel sınırların dışına çıkılması sözlü kültür ürünleri canlı kalmış ve yeni nesillere aktarılması sağlanmıştır. Bu çalışmanın konusu, büyük bir halk anlatısı olan Köroğlu’nun çizdiği geleneksel sınırların dışına çıkılarak modern bir dünyaya aktarılmasıyla oluşan Deli Yusuf filmidir. Film, asıl anlatıya daha benzer olan Köroğlu filmi ile karşılaştırılmış, anakronik ve folklorik temelleri açısından değerlendirilmiştir.
Products of folk culture, as fundamental elements that play a decisive role in shaping social structure, have secured a place in the collective memory of society through various transformations over the course of history. These elements, transmitted orally from generation to generation, have tended to lose their functionality over time if not documented in written form; conversely, those recorded in writing have been able to preserve their existence. Today, with the transition from written culture to digital and electronic cultural environments, these products are being reproduced through audio-visual media and disseminated in a way that can reach much broader audiences. By transcending traditional boundaries, oral culture products have remained vibrant and continued to be transmitted to new generations. The subject of this study is the film Deli Yusuf, which emerged through the adaptation of Köroğlu—a prominent folk narrative—into a modern context by moving beyond traditional frameworks. The film is compared to Köroğlu, which remains more faithful to the original narrative, and evaluated in terms of its anachronistic and folkloric foundations.