Suriye’de 2011’de başlayan iç savaş, büyük bir zorunlu göç hareketi başlatmıştır. Bu göç Türkiye’nin toplumsal yapısını derinden etkilemiştir. Türkiye, coğrafi yakınlık ve benimsenen “açık kapı politikası” doğrultusunda kısa sürede milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yapan başlıca ülke haline gelmiştir. Bu durum, özellikle sınır hattında ki illerde demografik yapıyı önemli ölçüde değiştirmiş; nüfus yoğunluğu, kentleşme, yaş dağılımı ve sosyal hizmetlerin kapasitesinde ciddi baskılara ve aksamalara neden olmuştur. Eğitim, sağlık ve barınma alanlarında altyapı sorunları yaşanırken, dil farklılığı ve sosyal mesafe sosyal uyumu zorlaştıran temel unsurlar haline gelmiştir.
Göçmenlerin işgücü piyasasına katılımı ise ekonomik rekabeti kızıştırmış; kayıt dışı ve düşük ücretli istihdam yerli halkta memnuniyetsizlik oluşturmuştur. Öte yandan Suriyeli girişimcilerin ekonomik faaliyetleri belirli bölgelerde yeni etnik-ekonomik yapılar oluşturmuştur. Kültürel çeşitliliğin artması hem çok kültürlülüğü desteklemiş hem de kimlik temelli gerilimleri beslemiştir. Medya söylemleri ve siyasi tartışmalar, Sığınmacılara yönelik algıyı belirgin biçimde etkilemiştir.
Genel olarak, göç süreci Türkiye’de toplumsal değişime neden olmuş, sürdürülebilir bir uyum için kapsayıcı, bütüncül ve kalıcı aynı zamanda uzun vadeli politikalara ihtiyaç duyulmaktadır. Çalışmanın yöntemi; anlayışı-yorumlayıcı yaklaşımla literatür taraması şeklinde yapılmıştır.
The civil war that began in Syria in 2011 triggered a massive forced migration. This migration has profoundly impacted Turkey's social structure. Turkey quickly became the leading host country for millions of Syrians thanks to its geographical proximity and the adoption of an "open door policy." This situation has significantly altered the demographic structure, particularly in the border provinces, causing serious pressures and disruptions in population density, urbanization, age distribution, and the capacity of social services. Infrastructure problems in education, healthcare, and housing have emerged, while language differences and social distance have become key factors hindering social cohesion.
The participation of migrants in the labor market has intensified economic competition, and informal and low-wage employment has created dissatisfaction among the local population. Meanwhile, the economic activities of Syrian entrepreneurs have created new ethnic-economic structures in certain regions. Increased cultural diversity has both fostered multiculturalism and fueled identity-based tensions. Media discourse and political debates have significantly influenced perceptions of refugees. Overall, the migration process has caused social change in Turkey, and sustainable integration requires comprehensive, holistic, and long-term policies. The study's methodology was a literature review using an interpretive and conceptual approach.