Bu makale, Türk kültürel kodlarının derin katmanlarında yerleşik olan şamanik kökenli inanç sistemlerinin, ritüel pratiklerin ve sembolik düzeneklerin tarihsel süreç içerisindeki dönüşüm dinamiklerini ve çağdaş toplumsal yapılardaki tezahür biçimlerini disiplinlerarası bir perspektifle incelemektedir. Çalışma, Şamanlığın Türk sosyo-kültürel dokusundaki etkilerini antropolojik, tarihsel ve dinler tarihi metodolojileri ışığında sistematik olarak analiz ederek, bu kadim geleneğin modernite koşullarında nasıl bir işlevsel dönüşüm geçirdiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. İlk olarak, şamanik dünya görüşünün ontolojik temelleri, kozmolojik yapısı ve ruhlar alemiyle kurduğu diyalektik ilişki, Türk mitolojik kaynakları ve etnografik veriler eşliğinde irdelenmiştir. Bu bağlamda, trans haline geçiş mekanizmaları, ayinsel performansların toplumsal işlevi ve şifacılık geleneklerinin sembolik arka planı, kültürel süreklilik bağlamında değerlendirilmiştir. Şamanın toplumsal rolü, yalnızca dini bir lider olmanın ötesinde, ahlaki rehberlik, sosyal denge unsuru ve kolektif hafızanın taşıyıcısı olarak çok boyutlu bir analize tabi tutulmuştur. Çalışmanın temel argümanlarından biri, İslamiyet’e geçiş sürecinde Türk şamanizminin tamamen ortadan kalkmadığı, aksine senkretik bir karakter kazanarak varlığını sürdürdüğüdür. Bu durum, Orta Asya’daki bahşı/baksı, falbin ve perihan gibi geleneksel şifacı figürlerin pratiklerinde, Anadolu ve Azerbaycan’daki halk inançlarında (örneğin, ocaklık geleneği, kurşun dökme, nazar inancı) ve ritüelistik uygulamalarda açıkça gözlemlenebilmektedir. Makalede, bu pratiklerin İslami terminolojiyle yeniden kodlanmasına rağmen, şamanik kökenlerini koruduğu savunulmaktadır. Modern dönemde Şamanlık, iki temel eksende yeniden güncellik kazanmıştır: Bir yandan Sibirya’da yerel kimlik hareketleriyle birlikte geleneksel Şamanlığın canlanışı ve neo-şamanist akımlar, diğer yandan popüler kültürdeki mistik temsiller (sinema, edebiyat, New Age pratikleri) aracılığıyla küresel bir fenomen haline gelmiştir. Bu çalışma, Türk toplumunun modernleşme sürecinde şamanik mirasın nasıl bir anlam kaymasına uğradığını ve buna rağmen kolektif bilinçdışında nasıl varlığını koruduğunu tartışmaktadır. Sonuç bölümünde, Şamanlığın Türk kültürel paradigmasında “yok olan” değil, “dönüşen” bir unsur olduğu vurgulanmaktadır. Tarih öncesinden günümüze kadar evrilerek gelen bu gelenek, Türk kimliğinin inşasında temel bir kültürel referans noktası olma özelliğini sürdürmektedir. Çalışma, bu sürekliliğin dinamiklerini anlamak isteyen araştırmacılar için kuramsal bir çerçeve sunarken, aynı zamanda kültürel mirasın korunmasına yönelik politikalar için antropolojik veriler sağlamaktadır.
This article examines the transformation dynamics of shamanic belief systems, ritual practices, and symbolic mechanisms embedded in the deep layers of Turkic cultural codes, as well as their manifestations in contemporary social structures, through an interdisciplinary perspective. The study systematically analyzes the impact of Shamanism on Turkic socio-cultural fabric using anthropological, historical, and comparative religious methodologies, aiming to reveal how this ancient tradition has undergone functional transformations under modern conditions. First, the ontological foundations of the shamanic worldview, its cosmological structure, and its dialectical relationship with the spirit world are examined in light of Turkic mythological sources and ethnographic data. In this context, trance induction mechanisms, the social function of ritual performances, and the symbolic background of healing traditions are evaluated within the framework of cultural continuity. The social role of the shaman is subjected to a multidimensional analysis—not merely as a religious leader but also as a moral guide, a stabilizing social force, and a bearer of collective memory. One of the study’s central arguments is that Turkic Shamanism did not disappear with the adoption of Islam but rather persisted by acquiring a syncretic character. This phenomenon is evident in the practices of traditional healers such as the bahşı/baksı, falbin, and perihan figures in Central Asia, as well as in Anatolian and Azerbaijani folk beliefs (e.g., the ocaklık healing tradition, lead-pouring rituals, and the evil eye belief). The article contends that, despite being recoded in Islamic terminology, these practices retain their shamanic roots. In the modern era, Shamanism has regained relevance along two major axes: (1) the revival of traditional Shamanism and neo-shamanic movements in Siberia, driven by local identity movements, and (2) its emergence as a global phenomenon through mystical representations in popular culture (cinema, literature, and New Age practices). This study discusses how Turkic societies have experienced a semantic shift in their shamanic heritage during modernization, while simultaneously preserving it in the collective unconscious. The conclusion emphasizes that Shamanism is not a “vanishing” but a “transforming” element within the Turkic cultural paradigm. Having evolved from prehistoric times to the present, this tradition continues to serve as a fundamental cultural reference point in the construction of Turkic identity. The study provides a theoretical framework for researchers seeking to understand the dynamics of this continuity while also supplying anthropological data for cultural heritage preservation policies.